Keman Çalan Adam (Vefa ve Öğretmen) Rüya Ecrin Kara 10/A

          Bir gün öksüz küçük bir çocuk şehrinin meydanında dolaşıyormuş.Adı ise Bekir'miş.Küçük, meydanda dolaşırken cızırtılı bir ses duymuş.Merak etmiş.Sese doğru ilerlemiş.Sese doğru yürürken duymuş ki bu cızırtı sesi aslında adeta cennetten inen bir müzik sesi gibiymiş.Sesin kaynağının etrafında bulunan koca kalabalığı deşip gitmiş ve ilk defa bir keman görmüş.Tabii bu müzik aletinin keman olduğunu bilmiyormuş.Eve gidince ilk işi babaannesine sormak olmuş.

-Babaanne bu ne işe yarar?

-Ses çıkarır işte oğlum.

-Babaanne onu ben de biliyorum.Ne gibi sesler çıkarır mesela?

-Birbiriyle uyuşan  notalar birleşir insanların kulağına hoş gelir işte.

-Çok güzelmiş!peki nota nedir babaanne?

-Oğlum bunlar boş işler.Bunlarla çok kafanı yorma sakın.Sen büyü çalış evine ekmek götür yeter.

demiş.

Bekir'in babaannesi bizim deyimimizle kısacası"gerikafalı"ymış.Tabii Bekir öyle hemen vazgeçmemiş .Her hafta aynı gün gitmiş meydandaki keman çalan adamı dinlemiş.Yine bir gün gitmiş fakat kemanı çalan adam bu sefer orada yokmuş.Bekir üzüle üzüle evin yolunu tutmuş.Hatta o kadar morali bozulmuş ki yürürken yolunu şaşırıp kafasını bir elektrik direğine çarpmış.Önüne de bir kağıt düşmüş.Kağıtta keman eğitimi veren bir yer olduğunu bulmuş

Bekir bunu görünce epey mutlu olmuş.Hatta az kalsın babaannesine söyleyecekmiş.Mutluluğu kısa sürmüş.Çünkü bir kemana ihtiyacı vardı.Kemanın da maliyetini biliyor tabii.Babaannesinin verdiği harçlıkları toplasan asla bir keman alamazmış.Bekir yine de bu eğitim merkezinin yolunu tutmuş.Daha kayıt bile olmadan keman öğretmeni Banu Hanım'ın karşısına çıkıp "Ben keman çalmak istiyorum demiş"tabi girişteki masa çalışanından kaçarak girdiği için güvenlikler sınıfa dalıvermiş"Gel buraya, anan baban yok mu senin çocuk!" diyerek Bekir'in kolundan tutarak onu kapı dışarı etmeye çalışmış.Banu Öğretmen güvenliklere kızarak"Bana sormadan benim öğrencimi nasıl alırsınız siz?!" demiş.Güvenlikler özür dileyerek sınıftan çıkmış.Banu Öğretmen Bekir'e dönerek adını sormuş.Bekir utanarak "Bekir" demiş.Banu Öğretmen de "Tamam Bekir şuraya oturabilirsin." demiş. Bekir ise,

-Ama burada herkesin kemanı var bir  tek benim yok,hem buraya verecek param da yok.Ben gideyim en iyisi

Banu Öğretmen ise,

-Sorun değil Bekir.Benim kemanımı kullanabilirsin.

demiş,şefkatle.

Bekir çok mutlu olmuş.Eve gitmiş babaannesine demiş.Babaannesi bu duruma karşı çıkmış."Ben senin keman çalmanı istemiyorum." demiş.Ama Bekir asla vazgeçmemiş.Her gün Banu Öğretmenin sınıfına gitmiş,keman öğrenmiş,gelişmiş,büyümüş.Banu Öğretmen Bekir'in annesi gibi olmuş.Birbirlerine sevgi ve saygı ile bağlanmışlar.Artık Bekir,meydandaki keman çalan adamdan bile daha güzel keman çalıyormuş.Bir gün Banu Öğretmen başka bir ülkeden iş için teklif almış.Bekir'i bırakmamak için istememiş fakat Bekir,Öğretmeni için en iyisini istemiş.Öyle böyle Bekir,öğretmenini ikna etmiş.Banu Öğretmen giderken de kemanını Bekir'e hediye etmiş.

Sonunda yıllar geçmiş,Bekir daha da büyümüş.Keman konserleri yapmış,ünlü olmuş,zengin olmuş.Yapılan bir röportajda hayat hikayesini anlatmasını istemişler.Öyle çok da bir merak edilecek geçmişinin olmadığından bahsetmiş.Sonra annesi gibi bildiği Banu Öğretmenden bahsetmiş.Başka bir gün yine Banu Öğretmenini aramış.Banu Öğretmenin kanser olduğunu öğrenmiş.Çok telaşlanmış.Hemen ülkenin yolunu tutmuş.Bu kanser türünün tek ilacı varmış.İlaç da epey pahalıymış.sadece zenginler alabilirmiş.Bekir hiç çekinmeden bu ilacı almış.Öğretmenini iyileştirmiş.Memleketlerine geri dönmüşler ve bir ana oğul misali beraber mutlu mesut yaşamışlar.

Yorumlar