Acımak - Tiyatro -Ceren Çalışkan

 (Zehra babasının günlüğünü okuyordur sahnenin bir yarısındada olaylar gerçekleşiyordur ) 

Cevdet: (ısrarla  sorar) Sana yardım edebilir miyim Müşrit?

Müşrit ;(durgun bi şekilde cevaplar) Geçti bu tesadüf bir iki sene evvel olsaydı belki eski arkadaşa  iyilik edebilirdim. Fakat  şimdi ölüler gibiyim

(Bu kez müşrit içinden devam eder) 

Müştit : Cevdetten beş on kuruş istemek mümkün ama İçimden gelmedi ondan alacağımı almıştım . 

Cevdet :(bu sefer daha da ısrarcı bir tavırla ) söyle dostum sana gerçekten nasıl yardım edebilirim söyle lütfen. 

( Müşrit Bu ısrara dayanamayarak cevap verir aklına kızı Zehra gelir ) 

Müşrit : Bana hakikaten yardım etmek istiyor musun ? 

Cevdet : (atılarak heyecanla cevap verir ) tabi .. tabi ona ne şüphe ? 

Müşrit : (durgun bir şekilde konuşmaya başlar) İki kızım vardı biri öldü diğeri ya ölecek ya da ahlaksız olacak . Senin hatırlı dostların var çocuğu iyi bir mektepe kabul ettirseler böylece hem bir masumu kurtarmış hem de bana en büyük iyiliği yapmış olursun.  

( mürşit artık dayanamaz yüzünü karanlığa çevirip ağlamaya başlar. Cevdet kuvvetli vaatlerde bulunmuştu . Sonunda kızını iyi bir mektepe yerleştirtebilmişti) 

( Sahne değişir . Müşrit ve ev ahali oyuna devam eder) 

Mürşit : (içinden) Sonunda kızımı O canavarların elinden almıştım şimdi ana kız ayağıma kapanıp ağlıyorlar) 

Anne : (hem ağlıyor hemde yalvarıyordu )  ferihayı toprağa verdik Zehrayı da elimizden alma

Müşrit : ( sinirle lafa girer ) Çocuğum bu gece mektepte onun şimdi temiz bir yatakta masum çocuklar merhametli muallimler arasında yattığını düşündükçe başıma taç giyerek bir hükümdar tahtına oturmuşçasına seviniyorum ... (gülerek devam eder) Zehra kurtuldu kurtuldu  

(Defter burada bitiyordu yalnız bir kaç sayfa ötede de okunmayacak kadar karışık ve fena Bir yazıyla şunlar yazıyordu) 

Müşrit : ( arkadan bir sesle bu sözler söylenir ) Zehrayı gördüm büyümüş hemen hemen bir genç kız olmuş dört seneden beri görmemiş olmama rağmen O kadar çocuğun arasından onu tanıyabilmiştim Zehra mektep arkadaşıyla bir yere gidiyordu  Allah’tan son bir şey isterdim Kocaman bir hanım olmuş kızımı kucaklamak fakat buna imkan yok  Çocuğum benden utanır  ne yapalım el verir çocuğun bahtiyar olsun) 

( hava ağarmaya  başlamıştı Zehra titreye titreye  yerinden kalktı ve odadaki mumu alarak cenazenin olduğu odaya girdi. Bir köşede ihtiyar komşu elinle kuranla uyuya kalmıştı cenaze ince kısa bir örtü ile örtülü olduğu için mürşit efendinin yırtık çorabı gözüküyordur )

( Zehra daha fazla dayanamaz) 

Zehra : ( ağlayarak ) Babam benim zavallı babam ... Affet beni baba  anlayamadım affet beni babacığım ) 

( Zehra birkaç gün sonra Anadolu’daki mektebine döndü muallimin artık bir eksiği yoktu acımayı öğrenmişti


Yorumlar