Öğretmen ve Vefa- Nihan ATASOY-

             BATAKLIKTAN  KURTULUŞ
Sabahın gözümü acıtan ışıklarıyla uyandım.Burnuma gelen hoş pankek kokusundan anlaşılan eşimin içeride kahvaltı hazırladığıydı.Kalkıp yüzüme su vurduktan sonra kahvaltının hazırlanmasına yardım ettim.Yemeğimizi yedikten sonra eşim bana bir mektup geldiğini söyledi. Resmî bir kurumdan geldiğini sanarken Aslı Korkmaz  adında tanımadığım birinden geldiğini gördüm. Merak ettim doğrusu uzun zamandır böyle bir mektup almamıştım. Hemen açıp okumaya koyuldum. 
  Sevgili öğretmenime;
Merhaba öğretmenim bugün çok özel bir gün. Size bir armağanım var. Ben Aslı Korkmaz belki beni hatırlamıyorsunuzdur diye düşündüm bu sebeple kendimden biraz bahsedeyim. Ben Aslı, lisedeki o haylaz,hiperaktif kız. Sizi çok uğraştıran,yoran,kızdıran. O zamanlar hayatım raydan çıkmış bir tren gibiydi,kimse onu kontrol edemiyordu. Annem ve babam yollarını ayırmışlardı. Ben ise aralarında kalmıştım. Kendi dertlerinden bana sıra gelmiyordu. Benimle ilgilenmiyor, beni sevmiyorlardı. Bunun bende yarattığı sevgi açlığı nedeniyle yanlış kişilerle arkadaşlık kurdum. Ebeveynlerimin yaptıkları bu kalpsiz hareket çaresiz beni bu olaya sürüklemişti. Haylazlığımın yanında insanlara zarar veren bir çocuk olmaya başlamıştım. Eski benden bu şekilde bahsetmek beni utandırıyor doğrusu. Ne çok isterdim en büyük derdi dersleri olan,en ön sırada oturan o kişi olmayı. Belki o zaman hayat üstüme bu kadar gelmezdi. Karşıma çıkacak olan sınavlar ve zamanları belli olurdu. Bu fırtınada sürekli sallanan bir yaprak olmazdım. Bu pek de hoş olmayan arkadaş ortamım içerisinde geçirdiğim zamanda kendimle gurur duyabileceğim tek şey kitap okumayı bırakmamış olmamdı. Kitaplar her zaman yanımdaydılar ve siz de bunu farkındaydınız biliyordunuz o koca okyanusta alabora olan  gemiden kurtulabileceğimi.
   Günler geçerken ve ben yine kitap okurken Montaigne'nin Denemeler kitabında şu yazıya denk geldim:
  "Bir eylemi yararlı olduğu için dürüst ve güzel saymak yanlıştır; herkesi o eyleme zorlamak, yararlı diye herkes için şerefli olacağı sonucuna varmak doğru değildir." 
  O an kendime dedim ki sen o en ön sırada oturan kişi olmak zorunda değilsin. Onun hayatını istemen çok saçma çünkü hayat şartlarınız bir değil. Sen öyle bir hayat yaşa ki bu karanlığın içinde etrafa ışık yay. Hayatında ters giden şeyler olsa da olumlu yönden bakmayı öğren. Edindiğin kötü alışkanlıkların aksine, seni hayata bağlayan mutlu olmanı sağlayabilecek alışkanlıklar edin. Hayal et, düşün nasıl bu bataklıktan kurtulabilirim?  O  kötü arkadaş grubuna "hayır" diyebilmeyi öğren. Başkalarının kalbi kırılmasın diye kendini harap etme! Nasıl kendime ve dünyaya yararlı olabilirim diye düşündüğümde şu sonuca vardım; derslerde başarılı olmak, sınavda derece yapmak belki bunun bir parçasıydı ama hedefim değildi. Sonucunda ne olacaktım?  İstediğim kişi mi olacaktım? Neden çalışmak zorundaydım? Başarılı olmak sadece bir araç önemli olan ulaştığım sonuç. Evet çalışmam gerekiyordu ama öncelikle hedefim neydi? Bu araçı doğru kullanarak sonuca ulaşabilmeliydim. Bu kadar çok okumanın yanında yazı yazmaya başlamıştım. Araştırmalar yaptım,belgeseller izledim,makaleler okudum ve şunu farkına vardım o kötü arkadaş grubuna daha az vakit ayırıyordum. Başarmıştım,hayır diyebilmiştim. Yazmak benim için adeta bir terapiydi. Canım sıkıldığında, üzüldüğümde, sevincimi paylaşmak istediğimde elime hemen o kabarık defterimi ve kalemimi alırdım. Siz de bu olanları farkındaydınız. Benimle ilgilenmiştiniz. Ne çok sevindirmiştiniz beni. Yazılarımı öncelikle sizinle paylaşmaya başladım, fikirleriniz benim için çok kıymetliydi. Yaptığım yanlışları düzelttiniz, beni eğittiniz canım öğretmenim sayenizde artık mutlu ve bilinçli bir yazarım. Belki de o zamanlar elimden tutmasaydınız tekrar o bataklığa düşecektim ama siz her zaman yanımda oldunuz. Bana verdiğiniz sevgi ebeveynlerimin bana vermediği sevginin yerini doldurdu. Gerçekten her insanın sevgiye ihtiyacı var bu inkar edilemez bir gerçek. Bana yaptığınız bu davranışın sonucunda umarım hayat karşınıza sizin gibi insanlar çıkarır. İyilik karşılıksız yapılır evet ama bu bir karşılığı olmadığı anlamına gelmez. Yaptığımız her iyilik bir gün gelir bizi bulur. Eminim bu iyilik gelip sizi bulacaktır. Size ne kadar minnettar olduğumu anlatamam. Yeni kitabım Bataklıktan Kurtuluşta size olan bu minnettarlığımı anlattım. Bu kitabı size ithaf etmek istedim. Umuyorum ki beğenirsiniz. Size çok değer veren Aslı.
    Bu kıymetli mektubu okuduktan sonra göz yaşlarımı tutamadım. Öğretmenlik mesleğine tekrar tekrar aşık oldum. Aslı' nın yaptığı vefalı hareket kalbimi yumuşattı. Mektubumu ömrümün sonuna kadar saklayacağım. Şimdi Aslıyı bulup onunla buluşmalıydım. 
   Bugün benim hala görev yaptığım onun dolu dolu 4 yıl geçirdiği lisede buluşacağız. Dakik biri olmuş tam saatinde gelmişti. Ne de çok büyümüş diye geçirdim içimden. Kantinden aldığımız musluk suyu kokulu çayı yudumlarken aramızda hoş diyaloglar geçti. Bugünden sonra öğretmen öğrenci değil iki dost olmuştuk ve hayat her zamanki gibi inişli çıkışlı devam etmişti.

Yorumlar