Harname - Sıla Doğan

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynarken eski hamam içinde… Ben deyim şu 

ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı, Gümüş uçtu. Gümüş uçmadı, 

Memiş uçtu. Uçar mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten… Biri 

kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi…

Köyün birinde yük çekmekten şikayetçi,zayıf ve hasta bir eşek varmış. Çalışmaktan bezmiş.gece 

gündüz dert içindeymiş.öyle güç yükler çekiyormuşki,sırtında örtenek kalmamış.dudakları 

sarkmış,çenesi düşmüş.Eşeğin bu haline acıyan sahibi,sırıtndan palanını almış ve merağa salıvermiş 

zavallı eşeği. Eşek otlarken az ötede öküzleri görmüş,öküzlerin kılını koparsan yağı damlayacak kadar 

tavlıymışlar. Eşek, bir devlet tacı gibi gördüğü öküzlerin boynuzlarına hayran kalmış.üstelik öküzlerin 

yular ve palan dertleride yokmuş. Öküzlerin bu haline hayran kalan eşek,kendi hallerine tasavvur 

ederek düşünürmüş.yaratılışta eşit oldukları halde, kendilerinin boynuzdan mahrum olmalarını haksız 

bulmuş ve meraka kapılmış. Bu merakını da ancak eşeklerin piri, tanınan ve güngörmüş eşek yanıt 

verebilirmiş. Merak içinde olan eşek tutmuş piri eşeğin yolunu,vurmuş kapısını,anlatmış olanı. Piri 

eşek şöyle cevap vermiş;

-“Bu işin aslı basittir. Allah öküzü rızık sebebi olarak yarattı.gece-gündüz arpa buğday işler,bunların 

hasıl olmasında uğraşırlar.başlarında devlet tacı olması bundandır.bizim işimiz ise odun taşımaktır” 

demiş. Eşek bunları duyduktan sonra dert içinde ayrılmış oradan. Boynu bükük yürüken yolun 

sonundaki ekini görmüş.”bende buğday işlesem yazımı kışımı orada geçirsem” demiş,ne zamana 

kadar odunla dayak yiyeceğim düşüncesine kapılıp , hırsla başlamış ekinleri yemeye.kısa zamanda 

ekin bahçeden silinmiş.eşek sevincinden hem yuvarlanıyor hem terennüm ediyormuş.zavallının 

sevinci kısa sürmüş,tarla sahibi eşeğin tiz sesini duyup gelmiş tarlaya,birde ne görsün bahçesi ekinden 

silinmiş.gözü dönen tarla sahibi biçare eşeği dövmüş. Öfkesini yenemeyen sahip, almış bıçağı eline 

eşeğin kuyruğunu ve kulağını kesmiş. Acı içinde kıvranan eşek başlamış kaçmaya,kaçarken akıl 

danıştığı piri eşeğe rastlamış. Halini soran piri eşeğe “boynuz umarak kulaktan oldum” demiş..

Yorumlar