HÂRNAME/MERYEM ÇAĞLAR

 Bir varmış;bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken...Kasabanın birinde zayıf bir eşek varmış.O kadar zayıf ve güçsüz bir eşekmiş ki yük çekmekten anası ağlarmış.Bu eşek bazen odun çeker bazen de su taşırmış. Eşeğin yükü o kadar ağırmış ki artık yaralardan tüyü kalmamış.Bu eşek bu yükleri taşırken kan ter içinde içinde kalırmış.Onu gören halk ise sanki iskelet gidiyor diyorlarmış.Eşek gittikçe güçsüzleşiyor,resmen arkasına sinek konsa yoruluyormuş.Taki gözünde parlayan samanları görünceye dek.O kadar açmış ki zamanları görünce teni kıyım kıyım doğranırmış.Sırtından palanı alınırsa ger kalanı köpek gibiymiş.

    Bir gün sahibi eşeğe acıyıp ona iyilik etmek istemiş.Eşeğin sırtından palanını almış ve onu otlağa doğru salmış.Eşek yaylana yaylana yürüyor ,bir sağa bir sola doğru zıplaya zıplaya geziyormuş.Fakat oda neydi?Karşısında gözleri ateşli,göğüsleri gergin ve dolgun iri yarı öküzler otlakta yürüyorlardı.Öküzler otları adeta sömürürcesine yerlerdi.Kılları çekince kan damlardı.Kimilerinin boynuzları ay kimilerinin ise halka halka yay gibiydi.Bir böğürseler dağlar çın çın öterdi. Ancak bizim eşeğin gözünden bir şey kaçar mı?Tabiki kaçmaz.Sığırlara gözünü dikmiş öylece şaşırıp kalmıştı.Ne de rahat rahat yürüyorlardı.Hiç dertleri yokmuş gibiydiler.Tabi bazense dinleniyorlardı.Eşek bunların halini garip bulmuştu.Kendi halini gözünün önüne getirince dedi ki"Aynı yaratılıştayız,aynı şekildeyiz ama bunların başında taç giydiriliyor bize burda neden yoksulluk çektiriliyor"Birden aklından şöyle geçti"Eşeklerin en akıllısından isteyeyim o bana bir çare bulur"Gerçekten böyle akıllı bir eşek vardı.Usta,herşeyi bilen zeki mi zeki bir eşekti.Neyse bizim eşek az gitti uz gitti dere tepe düz gitti  ,çok yorulsada bu akıllı eşeğin yanına vardı.Başladı derdini bilge eşeğe anlatmaya;Bugün otlakta iri yarı öküzler gördüm.Her biri birbirinden kuvvetliydi.Bize nedenini açıkla ,neden onlar sefa çekerken biz burda sefillik içerisinde yaşıyoruz."Bunun üzerine bilde eşek dedi ki"Öküzler gece gündüz durmadan buğday işler.Bu onların rızkıdır.Bizim görevimiz odun taşımaktır.Eğer gerçek buysa boynuz bize çoktur"Zayıf,güçsüzve dertli eşek bilge eşeğin yanından daha da dertlenerek ayrılmış.Bizim eşek "Madem kitaptaki bölüm açıklandı o zaman gidip buğday işleyeyim nasılsa işim kolaylaştı"dedi.Eşek giderken bir tarla gördü.Gözleri faltaşı gibi açılmıştı.İstekle tarlaya girip öküzler gibi ekinleri dişlemeye başladı.Bazılarını kemiriyor bazılarını ise ayağıyla ezip geçiyordu.Ekinleri yiye yiye eşeğin karnı iyice doymuştu.Başladı yere yatıp yuvarlanarak şarkı söylemeye.Gittikçe daha sesli anırıyordu.Öyle bir anırdı ki tarlanın sahibi sesi duyup dışarı çıktı .Birde ne görsün ekinler mahvolmuştu .Başladı eşeğe küfretmeye,küfretmekle kalmayıp çekti bıçağı kesti eşeğin kulağını.Eşek üzülerek ordan uzaklaşırken bilge eşeğe rastladı.Bilge eşeğe şöyle dedi"Ey bilge eşek boynuz istedik kulaktan olduk bundan sonra asla işimden inkar etmeyeceğim"diyerek gitmiş ve hayatına mutlu mesut istekli bi şekilde çalışıp devam etmiş.Masalda burda bitmiş...



Yorumlar