Harname/Rumeysa Damla Çergel

                                Zavallı Eşek 

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde küçük bir kasaba da yaşayan eşek ve sahibi varmış .Eşek alışılmışın dışında denilecek kadar zayıf ve güçsüzmüş bu yüzden yük çekmekten anası ağlardı.Bazen odun bazen de su taşırdı yani gecesi gündüzü sıkıntılıydı. Çok fazla ağır yükler taşımaktan vücudunda yaralar oluşmaya başladı ve gittikçe tüyleri tüyleri kalmamaya başladı.Zavallı eşeğin eti ve derisi de kalmadı.O kadar terliyordu ki yüklerini taşırken teri adeta kan gibi akıyordu.Sahibi bir gün onu himaye eder,gözetir aynı zamanda ona iyilik eder.Sırtından palanını alır ve otlamaya salar eşek de otlayarak ilerler. Otlakta yürüyen öküzleri görür onların gözleri ateşli,göğüsleri gergin ve dolgundur. Otlağı sömürüp yerlerdi. Ki kıllarını çekince kanları damlardı. Aralarından bazılarının boynuzları ay gibi.Bazılarının da halka halka yay gibiymiş. Onlar eşek gibi değil ne yular dertleri vardı ne de palan üzüntüsü. Güçlü kuvvetli olduklarını için ne de yük altında hasta ve şikayetçilerdi. Eşek onların böyle olmasına oldukça şaşırdı ve garipsedi. Kendi durumunu gözünün önüne getirdi. Şöyle dedi "Biz bunlarla aynı yaratılıştayız elde ayakta şekilde aynıyız " Onların başına taç giydirilmesi neden de bize bu ihtiyaç ve yoksulluk neden demiş. Kuşku yok sen eşeksin bilgesin büyüksün.Benim bir sorun var kerem eyle bunu hallet demiş. Eşeğin aklındaki soru da sultanlık tacının onlara layık görülmesi. Yaratan Allah'ın öküzü yaratınca öküzleri rızk nedeni kılması. Öküzler gece gündüz buğday işler buğday otlar buğday dişlerler. Aziz buğdaya bu öküzler sebep olduğu için Allah bunlara o yüceliği verdi. Yani devlet tacı ba buşlarına kondu. Öküzlerin içleri ve dışları yağ ile et ile doldu. Ama eşeklerin büyük işi odundur içlerine ateş koyan o değersiz nesnedir. Sahip eline sopayı aldığı gibi yola çıktı. Tarlasının halini görünce inledi baktı ki tarla ekinden temizlenmiş. Yeşil tarla kara toprak olmuş. Sahibin küfretmekle yüreği soğumadı. Eşeği de döverek kendisini yatıştıramadı.Bıçağını çekip başka yerlerini bıraktı, eşek gözyaşı içinde inleyerek aynı zamanda kan dökerek canı acıyarak kaçmaya başladı. Yolda ilerlerken aniden karşısına pir eşek çıktı. Ne olduğunu sordu eşek feryat figan yalvarıp inleyerek dediki ey pir koca tilki gibi kurnaz ve hilekar eşek...

 


Yorumlar