Gammaz Yürek - İrem Kaya

 Doğru! Sinirliydim, fena halde sinirliydim, hala da öyleyim ama deli olduğumu da 

nereden çıkarıyorsunuz? Hastalığım duyularımı keskinleştirmişti, harap etmiş ya da 

köreltmiş değildi. Hepsinden öte olan, keskin işitme duyusuydu. Cennetteki ve 

dünyadaki bütün sesleri duyuyordum. Cehennemden gelen pek çok sesi 

duyuyordum. Söylesenize, nasıl deli olabilirim? Dinleyin ve nasıl ustalıkla - nasıl 

sakince size bütün hikayemi anlatıyorum, görün.

Fikrin aklıma ilk nasıl geldiğini söylemek imkansız ama aklıma düştüğü andan 

itibaren beni gece gündüz rahat bırakmadı. Bir amacım yoktu. Bir arzum yoktu. Yaşlı 

adamı severdim. Bana hiç zararı dokunmazdı. Beni asla kırmazdı. Altınlarında da 

gözüm yoktu. Beni sinirlendiren… Sanırım, gözleriydi!

Onunla ilk tanıştığımızda gözleri dışında sevimli bir adam olduğunu düşünmüş ama gözlerinden rahatsız olmuştum. Gözlerindeki o bakış bana birini hatırlatıyordu. Çok düşünmeme gerek kalmadan kim olduğunu bulmuştum. ''Babam!''. Babamdan nefret ediyordum. Çocukluğumda bana yaşattığı her şeyi onun bakışlarında yeniden yaşıyordum.

Kapı komşumdu. Sık sık karşılaşırdık. Bazen benden alışveriş konusunda yardım isterdi. Bu sebeple evine girip çıkabiliyordum. Sohbetimiz sırasında karısını yıllar önce kaybettiğini, çocuğunun olmadığını, zengin bir aileden geldiğini öğrenmiştim.

Onunla karşılaştığımda gözlerine bakmamaya, babamı hatırlamamaya çalışıyordum. Ama yine de babam aklımdan çıkmıyor, rüyalarıma giriyordu. Sabahları kalktığımda bir ses bu bakışlardan kurtulmam gerektiğini söylüyordu.

Onunla ne zaman karşılaşsam '' Ondan kurtul! Ondan kurtul... '' sözlerini daha çok duyuyordum.

Babam ne kadar sert, acımasız, kindar, gaddar biriyse bu adam nazik ve anlayışlı biriydi. Bakışları dışında babamla hiçbir benzerliği olmayan bu adamdan neden kurtulmam gerektiğini bilmiyordum. Böyle düşündükçe duyduğum sesler daha da artıyordu. 

Bir sabah bu seslerle yaşayamayacağıma, ondan kurtulursam bu sesleri duymayacağımı düşünerek ondan kurtulmaya karar verdim. 

Bu kararı verdikten sonra ondan nasıl kurtulacağımı planlamak hiç zor olmadı. 

Parktan geldiği bir gün yardım bahanesiyle evine gittim. Her zamanki kibarlığıyla beni ağırladı. Diğer günlerden farklı olarak gözlerinin içine baka baka onunla sohbet ettim. Sesler artık işi bitirmem gerektiğini söylüyordu. Koltuğun kenarındaki yastığı alıp yanına yaklaştım ve yüzüne olağanca gücümle bastırdım. Çırpınması durunca yastığı yüzünden çektim. Sesler doğruyu yaptığımı söylüyordu.

Onu öldürürsem seslerden kurtulacağımı zannediyordum... 

Yorumlar

Yorum Gönder