Gammaz Yürek--EREN CAN ÇOKGEZ

 Doğru! Sinirliydim, fena halde sinirliydim, hala da öyleyim ama deli olduğumu da nereden çıkarıyorsunuz? Hastalığım duyularımı keskinleştirmişti, harap etmiş ya da köreltmiş değildi. Hepsinden öte olan, keskin işitme duyusuydu. Cennetteki ve dünyadaki bütün sesleri duyuyordum. Cehennemden gelen pek çok sesi duyuyordum. Söylesenize, nasıl deli olabilirim? Dinleyin ve nasıl ustalıkla - nasıl sakince size bütün hikayemi anlatıyorum, görün.

Fikrin aklıma ilk nasıl geldiğini söylemek imkansız ama aklıma düştüğü andan itibaren beni gece gündüz rahat bırakmadı. Bir amacım yoktu. Bir arzum yoktu. Yaşlı adamı severdim. Bana hiç zararı dokunmazdı. Beni asla kırmazdı. Altınlarında da gözüm yoktu. Beni sinirlendiren… Sanırım, gözleriydi! O gözler... Neden beni sinirlendiriyordu? Neden herkes bana deli diyordu? Neden herşeyi duyuyordum? Hiçbir soruya cevap bulamıyorum... 

Yine bir gün yaşlı adam altınlarını sayıyordu. Altınları sayarken çıkan sesler hoşuma gitmiyordu. Her sayışında yüzüme bakıyordu ve bu gözler beni çok rahatsız ediyordu. Altınları neden hergün sayıyordu ki? Birinin çalacağından şüpheleniyordu herhalde. Galiba kimden şüphelendiğini de biliyorum "sürekli bana baktığına göre".

Aklıma bir fikir gelmişti ama bu fikir hep kafamı kurcalamıştı, gözüme uyku girmeden sürekli bu fikri düşünüyordum. O fikri anlamamız için en başa dönelim.

Zamanında bu yaşlı adam çok çalışırdı. İşte bu çalışmanın sonucunda bu altınları biriktirmişti. Zamanında bu altınları kullanarak kendine bir dükkan açmıştı ve çalışmaya burada devam etmişti. O zamanlar babam hastaydı ve çalışamıyordu. Bu sebeple evin en büyük erkeği olarak ben çalışmak zorundaydım. Çalışmak için bu yaşlı adamın dükkanını tercih ettim...

Çalışmayı severdim ve her zaman saygılı bir çocuktum. Çalıştığım iş ise demircilikti. Zamanla işler daha da iyiye gidiyordu, daha da para kazanıyorduk. Ama çok çalışmaktan geceleri kulağımda demir çınlamaları yankılanıyordu.Geceleri beni bu ses uyutmuyordu.

Yaşlı adamın bir kızı vardı. Birgün atölyeye gelmişti. Gördüğüm anda aşık olmuştum. Galiba o da bana aşık olmuştu. Bu yaşıma kadar hiç aşık olmamıştım, meğersem aşk ne kadar güzel bir hismiş. Herneyse ne diyorduk,ha. O da bana aşık olmuştu çünkü o zamandan sonra hergün atölyeye gelir bana bakar ve gülerdi. İçimdeki aşk hissi iyice kabarmıştı ve birgün ona duygularımı anlattım. O da bana anlatmıştı. Birkaç zaman sonra evlenmeye karar vermiştik. Ailem ile birlikte kız istemeye gitmiştik ve kızı vermişlerdi. Ondan sonra düğün işleri filan işte... 


Mutlu mesut yaşarken Yaşlı Adam yaşlanmaya başlamıştı. Eşim babasını yanımızda kalması için rica etmişti bende kabul etmiştim. Artık bizim yanımızda kalıyordu. Hayat devam ediyordu ve artık mesleğim olan demirciliğe devam ediyordum fakat kulağımdan demir çınlamaları hiç eksik olmuyordu. Artık kulaklarım iyi duymamaya başlamıştı ve her geçen gün daha da sinirleniyordum. Eşimin babası (yaşlı adam) biriktirdiği altınları her gece sayıyordu. Zaten kulağımdan hiç eksik olmayan demir çınlamalarının yanında birde o altın  sayma sesi vardı. İşte o zamandan sonra her şeyi duymaya başlamıştım. 

Birgün yine babam (yaşlı adam) para sayıyordu ve yanına giderek onu uyarmıştım bana öyle bir bakmıştı ki o anda öyle bir sinirlenmiştim ki anlatamam. 

O günden sonra iyice inadına daha sert atarak sayıyordu altınları. Aklıma çok kötü bir fikir gelmişti ama bu fikir beni hiç uyutmamıştı. Sürekli bu fikir hakkında düşünüyordum. İşte bu fikir "yaşlı adamı öldürmekti". 

Artık kendimi tanıyamıyordum. Çok sinirliydim. Bu fikri yaparsam ne olacak yapmassam ne olacak bilmiyordum. Sürekli düşünüyordum. Ah ah ne olacaktı bu halim. 

Yaşlı adam altınlarını çalacağımdan şüpheleniyordu ve ben onun altınlarından bir şey istemiyordum. 

O gözler... Beni çok sinirlendiriyordu. Ben onun gözlerini yok ettim onlar benim özgürlüğümü. Sinirin kimseye faydasının olmadığını fark ettim. Çok pişmanım. 


(Hikaye gammazla pek alakası olmasa da birşeyler yazmaya çalıştım. Hikaye başı ve sonu pek tutmuyor onu da biliyorum. Ama elimden geleni yaptım. Okuduğunuz için teşekkür ederim, saygılarımla. ) 


Eren Can Çokgez... 

Yorumlar

Yorum Gönder