GAMMAZ YÜREK ~Asel ARIKAN

 Doğru! Sinirliydim, fena halde sinirliydim, hala da öyleyim ama deli olduğumu da nereden çıkarıyorsunuz? Hastalığım duyularımı keskinleştirmişti, harap etmiş ya da köreltmiş değildi. Hepsinden öte olan, keskin işitme duyusuydu. Cennetteki ve dünyadaki bütün sesleri duyuyordum. Söylesenize, nasıl deli olabilirim? Dinleyin ve nasıl ustalıkla - nasıl sakince size bütün hikayemi anlatıyorum, görün.

 Fikrin aklıma ilk nasıl geldiğini söylemek imkansız ama aklıma düştüğü andan itibaren beni gece gündüz rahat bırakmadı. Bir amacım yoktu. Bir arzum yoktu. Yaşlı adamı severdim. Bana hiç zararı dokunmazdı. Beni asla kırmazdı. Altınlarında da gözüm yoktu. Beni sinirlendiren... Sanırım, gözleriydi! 

 Gözleri hep nefretle bakardı, insanlardan tiksinircesine, o keskin bakışları insanın içini ürpertirdi. Yalnız, yaşlı kendine bakamayan bir adam olması gözlerinin bahanesiydi. Onda başka bir şey vardı ve bu beni ona düşman etti  onu her gördüğümde ona karşı kötü davranışlar sergiledim ona kötü bir şekilde bakmaya çalıştım ama benim duygularım vardı. Aynaya baktım gördüğüm kişi ben değildim, olamazdım... "Ne yapıyorsun sen aptal kendine gel ne yapacaksın adamı mı öldüreceksin" içimdeki ses bana bunları söyledi. Bir süre bunları düşünmemeye çalıştım ama insanoğlu işte merak ediyordum bu kadar ilgimi çektiğine göre onda cidden bir şeyler olmalıydı. Belki onunla konuşmayı denemeliyim...

(3 gün sonra) 

 Onunla konuşmaya kararlıydım sabah uyandım elimi yüzümü yıkadım günlük kıyafetlerimi giydim ve evine gittim yıkık dökük küçük bir evi vardı gerçekten korkunç gözüküyor. Kapıyı çaldım, tekrar çaldım bakan olmadı kapıyı biraz ittirdim ve açıldı bende içeri girdim. "kimse var mı?", cevap yoktu bir odanın içine girdim biraz bakındım kimse yoktu gitmek için arkamı döndüm, kapının önünde dikilmiş bana bakıyordu avını sıkıştırmış aslan gibiydi irkildim, boğazımı temizledim ve göz temasından kaçındım ama o her an bana saldıracak gibi bakıyordu. Alaycı bir gülümsemeyle "merhaba* dedim o da alaycı bir şekilde" delilerin evime izinsiz girmesine alışkın değilim " dedi. Duraksadım. Deli derken?? Beni deli diye  tanımış? Bu canımı çok sıktı ama bozuntuya vermedim " kapıyı çaldım ama kimse açmadı bende içeri girdim "dedim." kapıyı açmıyorsak istenmiyorsun demektir"dedi. Dalga geçiyor değil mi ahahaha! Sakin olmalıyım o yalnız yaşlı fakir bir adam. Devam ettirdim " sadece sizi tanımak istemiştim misafirlerinize böyle mi yapıyorsunuz?" imalı imalı konuşmalar geçti. "içeri gel" dedi. İçeri geçtik o sırada evini gezmiş oldum göründüğünden daha büyük gizemli bir ev burda nasıl yaşıyor anlamadım. 2 sandalyeye oturduk bana neden geldiğimi sordu "sizi merak ediyorum tanımak istiyorum" dedim aramızda şöyle bir konuşma geçti 

Yaşlı adam: Beni merak etmenin sebebi nedir 

Ben: Farkında mısınız bilmiyorum ama herkes sizden korkuyor bakışlarınız insanlara korku saçıyor. 

Yaşlı adam : (ayağa kalkıp sinirli bir ses tonuyla) Ben sadece yalnız yaşlı fakir bir adamım ne yapmamı bekliyorsun! 

Ben :( refleksle bende ayağa kalktım) saygısızlık etmek için konuşmuyorum lütfen yanlış anlamayın ben sadece....

Lafımı bitirmeme izin vermeyip beni kovdu ittirmeye başladı büyük bir gürültü koptu yaşlı adama bir şeyler olmuştu kriz geçiriyordu etrafımıza kalabalık toplandı ve yaşlı adam DELİ VAR KURTARIN BENİ ÖLDÜRECEK diye çığlık atmaya başladı. Korkmuştum herkes bana sinirli ve acı bir şekilde bakıyordu. Ne olduğunu anlamadan evime koştum kendimi yabancı gibi hissediyordum. Sinir beynime vurdu biraz zaman geçmesini bekledim saatler yıllar gibi geldi kararlıydım ben deli değilim, ben deli değilim, ben deli değilim sakin kalamıyordum şeytana uydum gece gözüme uyku girmedi içimdeki canavar benim yerimi aldı. Elime bir bıçak aldım işimi görürdü. Yaşlı adamın evinin karşısındaydım kendimden emin bir şekilde içeri girdim. Artık ondan kurtulacaktım. Odasına gittim bu saatte uyuyor olsa gerek kapıyı yarım açtım beni gördü ama sanki onu öldüreceğimi anlamış gibi sadece bana bakıp yerinde duruyordu. Onu boğazından tutup kaldırdım ve o an gözümde bütün anılarım canlandı gözümden yaşlar akıyordu ben iyi miyim bilmiyorum yaşlı adam bana bakamıyordu çaresizdi. Onu serbest bıraktım yere çömeldi ellerini kafasına götürdü korkmuştu. Elimdeki bıçak düştü bende kendimi bıraktım dizlerimin üstüne aynada kendimi gördüm. Gözlerim, bakışlarım,yüzümdeki akan terler, belli olan damarlarım tıpkı bir deli gibiydi. Ne yapıyordum ne oluyordu lütfen bunlar sadece bir rüya olsun etrafım siyaha bürünmüştü orda kalakaldım gözlerim açık bir şekilde uyuyor gibiydim bu uykunun hissi daha önce olmamıştı rahat bir andı kalkmak istemedim eskisi gibi annemin kucağında uyuyor gibiydim neden hep annemizin kucağında uyuyamıyoruz neden hep masum kalamıyoruz... Çığlık sesleriyle uyandım yaşlı adam yoktu dışarı baktım kasabadaki herkes buraya geliyordu ne olacağını anladım. Arka kapıdan kaçtım. Koştum annemin kucağına koşar gibi koştum ağlıyor ve sürekli arkama bakıyordum beni bulamadılar. Aradan 10 küsür yıl geçti ve ben kim olduğumu ya da nerede olduğumu bilmiyorum. Peki ben yaşıyor muyum? Hayır bilinmezlikte kayboluyorum. 

Yorumlar

Yorum Gönder